Alice Harikalar Diyarında: Tavşan Takibi
⚠ Bu yazı “Alice Harikalar Diyarında” kitabı hakkında spoiler içermektedir.
Alice Harikalar Diyarında, kimilerine göre basit, saçma bir çocuk kitabı, kimilerine göre bir uyuşturucu bağımlısının iç dünyasını anlatan bir fantezi, kimilerine göre ise derin bir felsefe barındıran bir başyapıt…
Alice:
Bir saniye sonra Alice de onun peşinden deliğe girdi, tekrar nasıl yukarı çıkacağını hiç düşünmemişti.
Alice tavşanı neden takip etti? Merakına yenilmiş bir çocuktu Alice, sevimli beyaz tavşanı gördü ve peşine takıldı. Sonunu düşünmeden deliğe atladı, düşüyordu, sonu gelmeyen uzun bir düşüş… Etrafında kavanozlar gördü, onlara dokunmaya çalıştı, belki de verdiği kararın çok yanlış olduğunu anladı ve kendini son bir çabayla kurtarmaya çalıştı, ancak çok geçti, Alice kendini bir çalı çırpı tepeciğinin üstünde buldu.
Fantezi Dünyası:
Dünü anlatmamın bir yararı olacağını sanmıyorum, çünkü dün başka biriydim.
Alice bulduğu yeni dünyanın kendi dünyasından çok daha farklı olduğunu hemen fark etti. Bu dünyada mantık ve mantıksızlık sürekli yer değiştiriyordu, gerçek dünyada mümkün olmayan şeyler burada mümkündü, Alice kendini bir iksir içip 30 metre uzatabiliyor, bir mantardan ısırık alıp kendini cüce boyutuna getirebiliyordu, her şey çok mantıksızdı, ama aynı zamanda çok eğlenceli.
Kitabı okurken fark ettiğim en önemli nokta, kitabın mantıksız olması. Çok normal değil mi diyeceksiniz ama, durum biraz karışık. Alice Harikalar Diyarında çoğu kişiye göre bir çocuk kitabı değil ve yetişkin kitaplarında mantıksal bir olay akışı bulunmasına ve fantezi ögelerine yer verilmemesine alışkın birisi olarak bunu oldukça garipsedim. Bütün bunlara rağmen kitabın bu fantezilerle beni içine çekip eğlendirdiğini söyleyebilirim, kitabı okumanın öncesinde de komedinin, mizahın her zaman mantık dışı konularla yapılması ve mantıklı konuların mizaha kolay kolay malzeme olmayacağı kanaatindeydim ve artık buna daha çok inanıyorum.
Kitap gerçek ve hayal arasındaki deneyi mükemmel bir şekilde kırıyor. Normal yaşantımda sürekli mantıksal düşünen, başıma en ufak garip bir olay gelse hep işe mantıksal bakmaya çalışan birisi olarak, kitap boyu mantığın kafamın içine bir kere bile girmeyişi beni inanılmaz şaşırttı, sanki kitap mantığımı kullanmamı engelliyordu ve sadece saçmalıklarla dolu, tamamen hayali bir dünyada kısa süreliğine de olsa gezinmek oldukça eğlenceli ama bir o kadar da garip bir deneyimdi.
Büyüme ve Kimlik Arayışı:
Kitap boyu Alice’in birkaç kez mantıksal düşünmeye çalıştığını hissedebiliyoruz, ama tabii bu dünyada mantığa yer yok. Tavşan deliğinin götürdüğü dünyanın yaratıkları bunu her dakika Alice’e hatırlatmayı unutmuyor.
“Ah, bundan kuşkun olmasın, kesinlikle bir yere varırsın, tabii eğer yeteri kadar yürürsen.”
Başlangıçta çok saf ve meraklı bir kız olan Alice’in başına gelen sürreal olaylarla öfkelendiğini her sayfada hissediyoruz, o artık tavşan deliğine giren saf kız değil Alice. Yaratıklarla kurduğu absürt iletişime anlam veremiyor, her an konudan konuya atlanılan diyalogları çözemiyor. Bütün bunlar dönemsel karmaşıklığın temsilidir, Alice artık büyüyor ve büyümesi onun için olayları çok daha komplike kılıyor.
Ama bu olayların devamında Alice büyümenin faydalarından istifade etmeye başlıyor. Bu garip dünyada ilerledikçe kendine güveni artıyor, sorunları daha kolay çözüyor, saçmalıklara adapte oluyor, becerileri gelişiyor.
Son:
Kitap boyunca hayal ve gerçekliği sorguluyoruz. Alice’in kimlik gelişimini de yaşadığı bu saçmalıklar tetikliyor. Yaşadığınız olaylar sürreal, mantıksız, faydasız gibi gözükse de, kişilik gelişiminizde önemli rol oynuyor olabilirler.
“Ama ben delilerin arasına karışmak istemiyorum,” dedi Alice.
“Başka çaren yok,” dedi Kedi, “ buradaki herkes delidir. Ben deliyim. Sen delisin.”
“Benim deli olduğumu nerden biliyorsun?” diye sordu Alice.
“Deli olmalısın,” dedi Kedi, “yoksa buraya gelmezdin.”
-Çağan Güler